15. Sayı

Bu yazının kaleme alındığı sıralarda meclis bütçe alt komisyonundan geçen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı, sadece var olan sosyal hakları daraltmakla kalmıyor, iddia edilenin tersine, nüfusun büyük kesimini de dışlıyor. Bu yasa tasarısı ile sosyal güvenlik sisteminin içerisine dahil olabilmek için kayıtlı çalışan ve prim ödeyen olmak zorunlu. Yani ev kadınları, sigortasız çalışanlar, tarım ve mevsimlik işçiler… Sosyal güvenlik sisteminin dışında kalıyor, kayıtlı çalışanınsa zaten sınırlı ve yetersiz olan hakları elinden alınıyor. Bu durum her gün emeğe saldırılarını artırarak devam ettiren AKP’nin neoliberal politikalarının bir başka adımı, sert bir adımı. Sert bir adım da Kuzey Irak’ta adıldı. Son olarak, yapılan kara harekatında da görüldüğü üzere, AKP hükümeti içte sermayenin dışarıda da ABD’nin destekçisidir.

Memleketin gündemini bu noktada bırakabilmek ne mümkün; 1,5 milyon isçi ve ailesini etkileyen, ülkeyi tütün ithalatçısı haline getirecek Tekel satışı da gerçekleşti. Bu sırada gündemde yine özgürlükler “işe yarar” bir biçimde tarif edilmeye çalışılıyordu. İslamcılıkla neoliberalizmin sentezinden oluşan politikaların yürütüldüğü 2000’li yılların Türkiye’si, egemenlerden yana esen rüzgarları dolduruyor. Neoliberalizmle liberalizmi karıştıranlar için yakın zamanda yaşanan kırılmanın bir sürekliliği olduğu söylenemez ancak liberal cephedeki hayal kırıklığı gazete sütunlarından manşetlere değişik biçimlerde kendisini ifade etti. AKP yanılsamaların yönetimi olarak deneyimlerine deneyim katarken biz entelektüel bir akıl tutulması yaşandığını görüyor ve bu akıl tutulmasına dahil olan kitleler yaratıldığına şahit oluyorduk. Günümüz haleti ruhiyesi hem kolaylıkla belirleniyor hem de kolaylıkla değiştirilebiliyor. Şahit olduklarımızdandır…

Neoliberal politikalar, gerici ideolojiler memleketin gündemini meşgul ederken, sinemada da bu hegemonyanın ekmeğine yağ süren popüler kültürün en kitch ürünleri, formül filmleri vizyona birer birer, çifter ve üçer gösterime giriyor. Gişede rekorlar kıran Türk filmleri öğrencilerin yarıyıl tatillerine, televizyonun seyirci bulan klişelerine, ergen esprilerine dayanarak yapılıyor. Gişede popüler kültürün en sulu filmleri güzellenirken bu ülkenin dertlerini dert edinen filmlerse ya gösterim şansı bulamıyor ya da kısıtlı bir gösterim olanağı ile görmezden geliniyor. Fikret Bey, Rıza ve Yumurta böyle filmlerden oluyor. Bu sayımızda, Fikret Bey ve Kabadayı filmlerinin karşılaştırmalı bir analizinin yanı sıra Selma Köksal ile yapığımız söyleşiyi, Rıza filmi ve film hakkında Tayfun Pirselimoğlu ile yaptığımız bir başka söyleşiyi bulacaksınız. Sinema Yazarlarının ödüllerini almasıyla beraber popüler medyanın gündemine ancak giren, elit film ve elitist seçici değerlendirmelerine yol açan Yumurta filmi hakkında yapılan iki değerlendirme yazısı, 120 filminin Kafkas cephesinde yaşananları nasıl bir milliyetçi söylemle yeniden yorumladığına dair yazı ve Handan İpekçi’nin Saklı Yüzler ve Abdullah Oğuz’un Mutluluk filmini temel bir farklılığı dile getirerek, memleketin gündemiyle harmanlayarak ele alan bir diğer yazı film eleştirilerimiz arasında.

Yeni Romen Sinemasından 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün filmi, sadece Romen Sinemasının yeni kuşağının bir filmi olarak değil, Balkan filmleri bağlamında ele alınırken; Balkanların Şehri Selanik’te ayrı bir ilgiyi hak eden Balkan filmlerinden programlar hazırlayan Dimitri Kerkinos ve Romen Sinemasından Nae Caranfil’le buluşmamızı da aktardık.

Filmmor Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 14 Mart’ta İstanbul’da başlayacak, Eskişehir, Tunceli ve Van’da sürecek. Bu sayımızda kadınlar için sinema yapmak, birlikte itiraz etmek, değiştirmek, üretmek, düşlemek ve eylemek için yola çıkan festival kolektifinin Gemide ve Barda filmlerini inceleyen yazısına yer verdik. Sinema yapanın sadece film çekmek değil bunun üzerine düşünmek ve yazmak olduğunu da düşünen kolektif, Gemide ve Barda’yı erkek şiddetinin nasıl estetikleştirildiği üzerinden ele alıyor. Virginia Woolf ise o sade ve heyecan dolu yazısında sinemanın başka bir tarihini ve anlamını hatırlatıyor bizlere, ihtiyacını duyduğumuz bir anda.

Aynı sadelikle belge-film yapan memleketten sinemacılar, yine bir ihtiyaç olarak duran hafızayı tazeleme ve eleştirel bir tarih yazımına vesile olan muhalif belge ve film “yapıcılar” Fatsa’yı, Maraş’ı, Zap Suyu Köprüsü’nü, Tuzla’daki çocuk kampını aktarıyorlar. İşçi filmleri Festivalinde bu yıl Unutturulanlar belgeseli dizisinin yeni bir bölümünü Tariş Direnişini anlatan belge-filmi görmeyi bekliyoruz biz de, 1 Mayıs’la birlikte.

Kızıllar aramızda yine. Fidel’in Yüzünden filmiyle. Fidel Castro’nun bütün resmi görevlerini bıraktığı bu günlerde onun anısına, kişiliğine, mücadelesinin dünyanın dört bir yanında bıraktığı etkilere yakışan bir filmdi Fidel’in Yüzünden. Tüm Latin Amerika’yı sarsan devrimci dalgayı yaratan Küba Devrimi bugünü hala taşıdığı değerler ve geride bıraktığı mücadelesiyle etkilediği gibi, geçmişteki tarihsel değişim ve dönüşümleri de doğrudan etkilemiştir. ’68 ve mirasında payı vardır. Bu yıl İstanbul Film Festivali’nde ayrı bir bölüm olarak yer verilen’68 ve Mirası bölümünde Solanas ve Getino’nun Üçüncü Sinemanın manifestosunu yazmalarına neden olan Kızgın Fırınların Saati de bu bölümde yer alıyor. Türkiye 68’inin değerlerini bize Devrimci Gençlik Köprüsü belgeseliyle aktaran Bahriye Kabadayı’nın filmine biz de ayrıca yer ve değer verdik…

Türk sinemasının müziğini yapan Nedim Otyam ve oyuncusu Savaş Dinçel, yitirdiklerimiz arasındaydı. Nedim Otyam’ın müziğini yaptığı filmler arasında Karanlıkta Uyananlar, İsyancılar ve Seyit Han gibi filmler de yer alıyor. Otyam, müzisyenliğin yanı sıra yönetmen ve yapımcı olarak da sinemamızda yer aldı. Savaş Dinçel’i ise pek çok oyun ve filmden hatırlarız ama Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’da mahallesinde, gerçekten tanınmadan hayata veda eden, hayatı futbola benzeten Hacı olarak asla unutmayız herhalde…

Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere,

Dostçakalın,

Film Ekibi

15. Sayı İçindekiler:

Hepsi Fidel’in Yüzünden / Şerife Tülü – Doğan Yılmaz

Saklı Saçlar, Yüzler, Özgürlük, Mutluluk / Evrim Kaya

Yumurta: Zehra Annenin Hayali / Yusuf Güven

Araflı Yumurta’nın Kasabalısı / Hamdi Karaşin

Yarının Kapısını Ne Açar? / Z. Tül Akbal Süalp

Selma Köksal ile Söyleşi: Fikret Bey’i Anlatmak / Film Ekibi

120: Savaş Sevici Film/ Eren Serim

Rıza’nın Çaresiz Vicdanı / Nezih Coşkun

Tayfun Pirselimoğlu Söyleşisi / Film Ekibi

Gemide ve Barda Filmleri Üzerine Kolektif bir Çalışma/ Atölyemor

İki Yapının Öyküsü İki Belgesel / Elif Genco

Tarihi Görmek: Unu_urulanların Belgeselleri / İshak Kocabıyık

4 Ay 3 Ha_a 2 Gün: Korku, Komünizm ve Direniş Üzerine / Özge Özdüzen

Dimitris Kerkinos ile Balkan Sinemasının İzinde / Seray Genç – Yusuf Güven

Nae Caranfil ile Filmleri ve Yeni Romen Sineması / Seray Genç – Yusuf Güven

Bir Yönetmen ve Bir Müzisyen: Kitera’ya Yolculuk /Müjde Arslan

Fransız Devrimi’nden Sinema Yansıyanlar / Seray Genç

Vincent Lowy: Belgesel Sinema, Kent ve Yaşam / İpek A. Zeis (Çev.: Ulaş Parkan)

Hindistan’da Postkolonyal Dönem Öncesi ve Sonrası Kadın / Aylin Sayın

12 Mart’a Doğru / Ahmet Soner

Sinema / Virginia Woolf (Çev.: Evrim Kaya)