23. Sayı
“Havamız, suyumuz ve toprağımız için… Doğal olarak direniş”
Televizyonlarda reklamlar dönüyor seçim öncesi. Geçmişte TRT’de, kura sırasıyla çıkan parti yöneticilerinin yaptığı konuşmalar olurdu hatırlarsınız. Memleketin geldiği nokta işte bu, gurur duyanların oylarının nereye gideceğini tahmin etmek zor değil. Şimdi vaatler şekerleme reklamlarla sunuluyor topluma.
İzleyeni, çoluk çocuk damardan yakalayan bir ezgiyle başlıyor AKP reklamı: “Aynı yoldan gelmişiz biz / Aynı sudan içmişiz biz” sonra hem görsel olarak çeşitleniyor hem de ezgi olarak, mehter tınıları dahil olurken de sona eriyor. Görselliğin ve müziğin AKP ambalajı için harmanlanması. Bu müzikal denemeden önce de dökümanter kısa filmler vardı hatırlarsanız. Bize bu sayımızda Ethem Özgüven’in “Reklam: Bir Belgesel Formatı” yazısını hatırlattı. Bolu tünelini kullanan kamyon şoförüydü karakter ya da kahraman. Bir anlık görüntü ile gerçek kahraman RTE kazınıyordu zihnimize sonunda.
RTE’nin kahraman olmadığı Doğu Karadeniz’de herkes eşkıya idi. Kendinden olmayan “birileri” Hopa’da gaza ve ölüme boğulurken “aynı sudan içmişiz” nakaratı ise sadece dönen reklamda kalıyordu. “Tabii bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum, kalp krizi sonucu ölmüş.” RTE bu sözleri “Su haktır. Satılmaz!” diyen; doğayı ve insanı sermaye sömürüsüne sonuna kadar açan HES projelerine karşı mücadele edenler arasında yaşamını yitiren emekli öğretmenimiz Metin Lokumcu için sarf ediyor.
Hopa’da “Karadenizin asi çocukları çayına ve suyuna sahip çıkıyor” pankartına ve mitingleri için başka illerden toplanan gerici güruhun karşısında binlerce muhalif kalabalığı görmeye tahammül edemeyen AKP iktidarı polisiyle gözdağı vermek istemiştir. Evet, Karadeniz suyuna, HES projelerine karşı çıkarak sahip çıkıyor. HES’ler, Kentler ve Belgesellere dair bir dosya da yaptık bu sayımızda. Bu ülkenin yeniden tabiat derslerine ihtiyacı var… Geçtiğimiz ay gerçekleşen İşçi Filmleri Festivali’nin teması-sloganı “Toprağımız, Havamız, Suyumuz İçin Doğal Olarak Direniş”ti. Dosyayı ve temayı oluşturan pek çok belgesele biz de İşçi Filmleri aracılığıyla ulaştık.
Ne demişti Kazım Koyuncu şarkısında “Bu dere akar gider narino. Taşları yıkar gider…” Memleketin derelerini olduğu gibi İstanbul’u da toptan satışa çıkarma projelerini açıklayan iktidar hız kesmeyecek görünüyor. İstanbul’un son kalan ormanlarını istiyor, dereleri istiyor, muhalefet olmasın istiyor, muhalefet eden cezalandırılsın istiyor, sermaye birikimi belli ellerde olsun istiyor, hükmü daimi olsun istiyor… Bunun için de 2023’ü istiyor. Seçimlerin galibi olmak istiyor, aksi söz istemiyor.
Bu seçimlerde aksi söz söyleyenlerin önü açık olsun…
Bu sayımızda Sabahattin Ali’nin içten bir uyarlaması olan Kar Beyaz filmi ve “imaj” için uyarlanmak istenen Kürk Mantolu Madonna projesi ele alınırken, yine bir edebiyat uyarlaması olan 72. Koğuş da değerlendirilen filmler arasında. Türkiye sinemasının son dönemini temsil eden İstanbul Film Festivali’nden ödülle dönen Tayfun Pirselimoğlu’nun Saç filmi, İlksen Başarır’ın Başka Dilde Aşk filminden sonra yaptığı ikinci filmi Atlıkarınca, Derviş Zaim’in Kıbrıs tarihi ve bir toplumsal duruma baktığı Gölgeler ve Suretler, bir Ankara filmi ve Barış Bıçakçı’dan edebiyat uyarlaması olan Bizim Büyük Çaresizliğimiz ve yine bir Ankara TV dizisi ve Emrah Serbes’in romanlarından esinlenilen Behzat Ç. üzerine yazılar da bu sayımızda yer alıyor.
Wim Wenders’in Pina Bausch’la yapmak üzere yola çıktığı, Pina’nın ölümüyle Pina için yaptığı film bir dans filmi, üç boyutlu bir belgesel. Belgesel sinema bu sayımızda da öne çıktı. Sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri Sovyet sinemacı Vertov’un Kameralı Adam filmi gündelik hayatın dönüştürülmesi üzerinden ele alınıyor. Sovyetler Birliği’nin ünlü sinema okulu VGIK’ten yolu geçmiş Sergey Loznitsa ile sadece son filmi Mutluluğum üzerine değil, onu tanımamızı sağlayan belgesel filmleri üzerinden de konuştuk. Loznitsa’nın belgesel ya da kurmaca, sinemaya yaklaşımını aktardığı söyleşi ülkemizdeki belgesel tartışmalarına da katkı sağlayacak nitelikte… “Tabiat dersleri olarak belgeseller”den özellikle iki film öne çıktı: Rüya Arzu Köksal’ın Bir Avuç Cesur İnsan’ı ve İmre Azem’in Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir’i. Bir de Ethem Özgüven’in yukarıda denk geldiği için andığımız yazısı reklam olarak belgeseller var tabi…
Son olarak bu başlıkta son dönemde yapılmış, can yakıcı bir konuya değinen ve bir vahşetin tüm boyutlarını gözler önüne seren belgesel film Ölücanlar üzerine yönetmen Murat Özçelik ile yapılmış bir söyleşi de yer alıyor. Daha önce Antalya ve Ankara Film Festivalleri’ne kabul edilmeyen Ulucanlar belgeseli ilk gösterimini İstanbul Film Festivali’nde yaptıktan sonra Documentarist kapsamında yeniden izleyicisiyle buluştu. Operasyon sırasında aynı cezaevinde bulunan yönetmen Murat Özçelik yakın tarihimizin önemli olaylarından birini ele alırken bir sanatçı, bir aydın, bir tanık ve bir yoldaş sorumluluğunu da yerine getiriyor.
Ahmet Soner’in Ulusal Kültür ve Sinema yazısının yanı sıra değişen Kürt imgesini son dönem filmler üzerinden inceleyen bir yazıya da bu sayımızda yer verdik. Bu yazıda özellikle kadın karakterlerin öne çıkması gelecek sayılarımızda devamı gelecek yazının nasıl devam edeceğinin işareti olarak da kabul edilebilir.
Kısa filmler bir diğer ihmal etmeye gelmeyen başlığımız; bu nedenle Arin İnan Arslan’la yapılmış, Arin’in sinemasına benzer şiirli bir söyleşi ve yine bir kısa filmci Cahit Çeçen’in filmlerinde gördüğümüz mizahı kurmaca bir günlükte ürettiği yazısıyla ihmale yer vermiyoruz.
Son dönem İngiliz filmlerini adadaki sosyal dönüşümler üzerinden değerlendiren yazı; İngiliz sinemasındaki geleneksel akımlardan beslenen ya da özgün bir eğilim sergileyen filmlerden Made in Dagenham’dan, Mike Leigh’in son filmi Ömrümüzden Bir Sene’ye; Paul Laverty’nin senaryosunu yazdığı Yağmuru Bile filminden, ilk filmini yapan ve babasının izinden gideceği işaretini veren Jim Loach’un Portakalllar ve Günışığı’na; Michael Winterbottom filmleri de dahil geniş bir derlemeye ulaşıyor. Bu nedenle, Jim Loach ile yaptığımız söyleşide kendi filmi Portakallar ve Günışığı’nın yanısıra son dönem İngiliz filmleri üzerine de konuştuk.
Darfur’daki iç savaşı ve Danimarka’daki şiddet sorunsalını aynı etiksel problemle ele alan Daha İyi Bir Dünyada ve yine Oscar’lı filmlerden Zoraki Kral da dergimizde ele alınan filmlerden. Ayrıca O’Horten filmi üzerinden Bent Hamer sinemasını değerlendiren yazıyı da dergimiz sayfalarında okuyabilirsiniz.
Bu sayımızı Ulucanlar’ın On’larına, “başın öne eğilmesin” diyen Sabahattin Ali’ye, HES’lere direnen Hopalılara ve Metin Lokumcu’ya adıyoruz…
23. Sayının İçeriği:
Kıbrıs’ta Gölgeler ve Suretler / Eleni Varmazi – Yusuf Güven
Kar Beyaz Ayran / Seray Genç
Sabahattin Ali’den Film Yapmak Size mi Kaldı? / Elif Genco – Doğan Yılmaz
Üçlü İlişkilerin Geriliminde İki Film / Yusuf Güven
Atlıkarınca: “Kutsal Aile”den Uzak / Aslı Daldal
Saç: Gerçeğin Peruklu Hikayesi / Hamdi Karaşin
72. Koğuş: 72’den Tavşan Yapmak / Bahadır Ahıska
Kaybedenler Kulübü Yerine Kaybolanlar Kulübü Desek / Üner Altay
Behzat Ç. Üzerine Düşünceler I: Dizideki Toplumsal Tipler / Özge Özdüzen
Daha İyi Bir Dünyada: Bir Mesih Gerek Bize / Eren Serim
Pina İçin: Tekrar! / Evrim Kaya
Zoraki Kral: Sesini ve İktidarını Kaybeden Kral Meselesi / Aylin Sayın
DOSYA: TOPRAK, HAVA VE SU BİZİM
Dereler ve İsyanlar’dan Tabiat Bilgisi Dersleri / Mahmut Hamsici
Belgesel Sinemanın Gündemi: Kentler ve Doğa Bizimdir / Seray Genç
Dereler Nasıl Aksın Kim Bilecek? / Z. Tül Akbal Süalp
Ekümenopolis: Şehrin Yeni Canavarları / Yusuf Güven
Ölücanlar Belgeseli: “On’ların Hikâyesinde Seyr-ü Sefer” / Sinem Güneş – İnan Gündoğdu
Belgesel Sinemaya Dair Yazılar V: Reklâm, Yeni Belgesel Formatı / Ethem Özgüven
Son Dönem Türk Sinemasında Yeni Kürt İmgesi / Mizgîn Müjde Arslan
Kimin İçin Sinema? / Z. Tül Akbal Süalp
Ulusal Kültür ve Sinema / Ahmet Soner
Beyaz Perdeyle Sınırları Aşmak: Türkiye-Ermenistan Filmleri / Janet Barış
Hollywood Sinemasında Propaganda II: Yeni Dünya Düzeni / Hamdi Karaşin
Son Dönem İngiliz Filmlerine Bir Bakış: Umutsuzluk İkliminde İyimserlik, Sınıf ve Kahramanlık / Özge Özdüzen
Sesi Duyulmayanları Anlatan Yeni ama Tanıdık Bir Yönetmen: Jim Loach ile Söyleşi / Film Ekibi
Sergey Loznitsa Filmleri: Zaman ve Mekana Farklı Bir Yaklaşım / Seray Genç
Sergey Loznitsa ile Sineması ve Mutluluğum Üzerine / Seray Genç – Yusuf Güven
O’Horten ya da Geç Kalmış Bir Ergenlik / Evrim Kaya
Berlin Film Festivali’nden Notlar / Seray Genç
Arin İnan Arslan: Pera Berbange ve Azat Edilen Kuşlar / Seray Genç
Bir Kısa Filmcinin Günlüğünden: Ali Berke Cereyan’ın Acı-Tatlı Anıları / Cahit Çeçen
Kameralı Adam: Yeni Bir Gündelik Hayat ve Sosyalizmin Sokakları / Aylin Sayın
Modernizmi Seyretmek: Üretken Bir Çevirmenin Seçkisi / Eren Serim