Portre: Hayati Hamzaoğlu
Nalan Söylemez /
Yeşilçam sineması denilince genellikle sinemanın en verimli olduğu 60’lı, 70’li yıllar ve o yıllarda seyircinin sıkça görmeye alışık olduğu yüzler gelir aklımıza. Çoğu zaman filmlerde karakter rolleri ile yer alan, az sayıda bile olsa filmin baş kahramanı olmayı başaran yardımcı oyuncularımızın Türk filmlerinin bel kemiğini oluşturdukları tartışılmaz bir gerçektir.
Türk sinemasında bir kuşak olan bu oyuncularımızın pek çoğu bugün aramızda değiller. Örneğin gerek fiziği gerekse de oyun tarzı ile karakter oyuncuları arasında önemli bir yer edinen ve yakın bir tarihte kaybettiğimiz Hayati Hamzaoğlu gibi.
Tüm yaşamına sığdırdığı sinema serüvenine 1953’de figüran olarak başlayan oyuncu, Türk sinemasının en önemli karakterleri arasında yer alır. Abartıdan uzak, doğal ve ölçülü oyunculuğu ile gerçek hayata uygun tipler çizmeyi başarır ve daha çok kötü adam rolleri ile tanınır. Sinemada daima zor rollerin adamı olan Hayati Hamzaoğlu, güldürüye ya da melodrama kaçmadan, canlandırdığı tiplerle gerçekleri olduğu gibi seyirciye vermeye çalışmıştır.
5 Mart 1933’te Trabzon’da dünyaya gelen oyuncu, 1942 yılında ailesi ile birlikte İstanbul’a yerleşir. İlkokulu bitirdikten sonra kunduracılık, dökümcülük, kuyumculuk… vb. gibi değişik işlerde çalışır.
Sinemaya girişi bir rastlantı sonucu olur. Kuyumculukla uğraştığı yıllarda, tesadüfen karşılaştığı prodüksiyon amiri Sadri Karan “Yakında bir film çekiliyor, fiziğin çok uygun, oynamak ister misin?” diye sorar. O ise fazla düşünmeden bu teklifi kabul eder ve birkaç gün sonra yönetmenliğini Suavi Tedü’nün yaptığı Köy Çocuğu* filmi ile ilk kez beyaz perdede görünür. Görünür diyoruz çünkü büyük heyecanlarla işe başlayan Hamzaoğlu filmde figüran olarak yer almaktadır. Bu olaydan sonra kuyumculuğa bir süre ara verir, oyunculuk işini daha yakından görmek ve biraz da tecrübe edinebilmek için film setlerinde dolaşır. İlk diyaloglu rolünü Aydın Arakon’un Tuzak Oteli (1956)’inde oynar. Filmin bir kumarhane sahnesinde Neriman Köksal’ın fedailerinden birisini canlandırmaktadır. Bir süre sonra Kemal Film’den teklif alır; Bir Avuç Toprak (Osman Seden, 1957), Altın Kafes (Osman Seden, 1958), Beraber Ölelim (Osman Seden, 1958) ve Çapa Film için hazırlanan Tilki Leman (Nejat Saydam)’da çeşitli rollerde görünür. Bütün bu filmlerde oynadığı irili ufaklı roller Hamzaoğlu’nun film piyasasında bir süre sonra tanınmasını ve tecrübe edinmesini sağlar.
İlk büyük rolünü Adalı film için çekilen “Zavallı Kız” (Hicri Akbaşlı, 1959)’da Nevin Aypar’la paylaşır. İlk kez başrol oynadığı film ise bir gangsteri canlandırdığı 1961’de (1962’de olabilir) Fikret Uçak tarafından çekilen “Ölüm Kayalıkları” olur. 1969’da gerçekleştirilen Adana I. Altın Koza Film Şenliği’nde Metin Erksan’ın yönetmenliğini yaptığı “Kuyu” filminde en iyi yardımcı aktör ödülünü kazanan oyuncu, yıllar sonra Melih Gülgen’e İnsan Hakları Vakfı ödülünü kazandıran Tatar Ramazan (1990) filmindeki Abdurrahman Çavuş rolü ile Altın Koza ödülüne tekrar layık görülür.
Gerek köyde gerekse şehirde kanun dışı, kötü adamı canlandırır. Köyünün eşkıyası olup dağlara çıkar, ağası olup halkına zulmeder, ağanın adamıyken zalimleşir şehre indiğinde ise; İstanbul’un türlü olumsuzlukları içinde gücünü, benzer şekillerde farklı rollerde ayakta tutmaya çalışır. Hayata karşı sürekli direnen karakterlerle, daha çok şehrin arka yüzünde, bazen bir tetikçi ya da mafyacı bazen de çete reisi ya da bir soyguncu olarak çıkar karşımıza.
Çoğunlukla filmlerde kötü adamı oynayan Hamzaoğlu’nun kötülüğünde ise ayrı bir çekicilik vardır. Temelde fiziğinden gelen bu özelliği ile, oynadığı kötü tiplere kendine has bir gizem katar. İyi ya da kötü her zaman mücadele eden, ayakta duran, başkaldıran, hangi ortamın adamı olursa olsun güçlü olmak için uğraş veren karakterlerle beyaz perdede rol bulur.
1958’de Metin Erksan’la Dokuz Dağın Efesi’nde ilk oyunculuk deneyimini yapan Hamzaoğlu, 1960’da Gecelerin Ötesi ile ikinci defa Erksan’ın yönetiminde oynama fırsatını bulur. Kadir Savun, Erol Taş, Metin Ersoy, Oktar Durukan, Suphi Kaner, Ziya Metin ve Yılmaz Gruda gibi dönemin önemli karakter oyuncularının de yer aldığı, ülkenin toplumsal ve siyasal açmazlarını ilk kez gerçekçi bir yaklaşımla ele alan Gecelerin Ötesi’inde, geleceğe umutla bakan son derece genç bir Hamzaoğlu çıkar karşımıza.
Oyuncu sinemadaki asıl çıkışını Orhan Elmas’ın yönettiği Duvarların Ötesi (1964) filmindeki Halıcı karakteri ile yapar. Halıcı altı yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz edip öldürmekten idam cezası verilmiş bir mahkumdur. Kendisi gibi idama mahkum edilen ya da müebbet yiyen birkaç arkadaşı ile hapishaneden kaçar. Kaybedecek bir şeyi yoktur. İçerisi onun için ne kadar ölüm getiriyorsa, dışarısı da o kadar özgürlük ve hayattır. Uzun bir kovalamacanın ardından depo olarak kullanılan bir binaya sığınırlar. Bir de rehineleri vardır tabi. Binada sıkışıp kalan mahkumlar çıkış için çareler ararken Halıcı kurtuluşu onları ele vermekte bulur. Ancak sıkışıp kaldıkları bu yerde yeni bir kanun oluşturan mahkumlar çoktan idam cezasını vermiştir Halıcıya…
1964 oyuncunun sinema kariyerinde önemli bir yıl olur. Bu tarihten itibaren – içeriği ayrıca değerlendirilebilir- çok sayıda filmde rol almaya başlar. Haracıma Dokunma (1965)’da bir kabadayı, Silaha Yeminliyim (1965)’de kan davası yüzünden adam öldüren bir hasımı, Davudo (1965)’da bir eşkıyayı, Beyoğlunda Vuruşanlar (1966)’da gaddar bir çete reisini, Mezarını Hazırla (1966)’da işsiz güçsüz bir serseriyi, Acı (1971)’da intikam peşindeki bir kasaba kabadayısını, Gülsüm Ana (1982)’da ise acımasız bir ağayı canlandırır.
Metin Erksan’ın Kur’an’ın bir suresinden hareket ederek “Kadınlara iyi davranın” temasını işlemeyi amaçladığı Kuyu (1968)’da filmin baş kahramanı olan Osman’ı oynar. Daha çok yönetmenin karasevda anlayışının bir ifadesi olan Osman tiplemesi ile oyuncu kendisine tıpatıp uyan ve çizgisini vurgulayarak sürdüren bir karakter çizer.
Osman tutkunu olduğu kızı (Nil Göncü) kaçırır, kız ise kaçar ve tekrar yakalanır. Osman’ın tecavüzüne rağmen hala direnmekte ve onu istememektedir. Osman ise kararını çoktan vermiştir bile… İlkel tutkusu ile hoyratça sevmektedir. Daha ötesi yoktur, kızın tüm çabaları boşunadır. Eğer erkek isterse zorbalıkla da olsa sevgisini, tutkusunu ortaya koyar. Ona göre doğal ya da doğru olanı da budur. Zaten töreler de aynı şeyi söylemiyor mu? “Erkek isterse olur istemezse olmaz”… Erkek severse yeterli olur diye düşünür Osman, bastıramadığı hoyrat ve ilkel sevgisini doğrularcasına. Öylesine kararlı ve isteklidir ki jandarmalar tarafından yakalanıp hapse giren Osman çıkar çıkmaz kızı tekrar kaçırır. Belinden bir iple bağlar ve peşinden sürükler. En son sürüklendikleri yer bir kuyu başıdır. Osman su almak için kuyuya girer. Fatma’nın kini, acısı onu intikam almaya iter ve yerden bulduğu taşları kuyunun içine atar. Fatma’nın direnişi, törelere ya da kadere boyun eğmeyişi, başkaldırısı, Osman’ın ve kendisinin sonunu hazırlar.
1975 yılında Memduh Ün’ün yönettiği Ağrı Dağı Efsanesi filminde ise törelere karşı gelen bir oba beyini oynamaktadır. Mahmut Han (Hayati Hamzaoğlu)’a Erzurum Paşası tarafından bir kır at hediye edilir. Ancak at günün birinde bir dağlının kapısı önünde durunca işler karışır. Törelere göre böyle bir durumda at hak yadigarıdır ve geri verilmez. Bunun üzerine Mahmut Han dağlının obasına saldırır. Mahmut Han törelere karşı gelmiştir. Bu ara Han’ın kızıyla dağlı Ahmet birbirlerini sevmektedirler. Han kızını Ahmet’e vermek için şart koşar. Ağrı Dağı’nın tepesine bir ateş yakmasını yani imkansızı ister. Ancak Ahmet bu ateşi yakar. Yenildiğini anlayan Han kendini asar.
60’lı 70’li yıllarda Yılmaz Güney’in yönetmenliğini yaptığı (1968 Seyyit Han – Toprağın Gelini, 1969 Aç Kurtlar, Bir Çirkin Adam, 1971 Acı, Ağıt, Umutsuzlar, Vurguncular) ya da rol aldığı (1965 Davudo, Haracıma Dokunma, Silaha Yeminliyim, Üçünüzü de Mıhlarım, Yaralı Kartal, 1967 Şeytanın Oğlu, 1968 Beyoğlu Canavarı, Can Pazarı, 1970 İntikam Kan İle Yazılır) pek çok filmde Güney ile beraber oynama fırsatı bulur. Nedir ki Güney’in bu filmlerinde oyuncuya daha değişik karakterler çizme fırsatı pek verilmez (Umutsuzlar’da örneğin nerede ise bir çeşit figürandır ).
Türk sinemasında karakter oyunculuğunda öze inip sadece kötü adam tiplemelerini değerlendirdiğimizde her ne kadar birbirine benzer gibi görünse de iki isim çıkar karşımıza. Bunlardan biri Erol Taş diğeri ise Hayati Hamzaoğlu’dur. İkisi de oyunculuk formasyonu olmayan tamamen alaydan yetişmiş olmakla birlikte, sergiledikleri oyunculuk sinemada aranan doğallık ve inandırıcılıkla paralel gitmiştir. Ancak bu oyuncuları birbirinden ayıran özellikler de bulunmaktadır… Sinemanın – komediler hariç- her türünde oynayan bir Erol Taş’a karşın Hayati Hamzaoğlu, pembe dünyalar kuran ya da trajik sonlarla biten melodramlardan uzak durmuştur. Hamzaoğlu’nu Taş’tan ayıran bir diğer özellik ise, oynadığı rol, çalıştığı yönetmen ya da türü ne olursa olsun genelde oyuna hakim ve de abartısız yalın tarzı olmuştur.
Bugün eski Türk filmlerini yeniden izlediğimizde karşımıza bir gerçek çıkar ki o da kendi içinde starlar yaratan Yeşilçam sinemasında karakter oyuncularının da seyircinin gözünde birer star olmayı başarabilmesidir.
Notlar:
* Hamzaoğlu’nun oynadığı ilk filme ilişkin kaynaklar arasında gerek tarih gerekse de filmdeki konumuna ilişkin çelişkiler bsulunuyor. Bu bilgileri tek tek sıraladığımızda dört değişik çelişki çıkıyor ortaya:
- Suavi Tedü’nün Halk Film için çektiği Köy Çocuğu filminde figüran olarak beyaz perdeye ilk adımını atar. (Artist dergisi, Hayati Hamzaoğlu ile ilgili yapılan bir söyleşi)
- Atilla Dorsay ile Turhan Gürkan’ın birlikte hazırladıkları Sinema Ansiklopedisi’nde Köy Çocuğu filminin 1955 yılında çekildiği ve Hamzaoğlu’nun ise bu filmde aldığı küçük bir rol ile sinemaya başladığı belirtiliyor.
- Erman Şener’in hazırladığı Ses Sanatçıları Ansiklopedisi’nde ise Köy Çocuğu filminin 1954’te çekildiği ve Hamzaoğlu’nun bu filmde başrolde oynadığı belirtilmiştir.
- Ağah Özgüç Türk Filmleri Sözlüğü’nde ise Köyün Çocuğu adı ile Fatma Andaç ile başrolde 1953 olarak geçmektedir.
HAYATİ HAMZAOĞLU’NUN TEMEL FİLM DİZİNİ
1953 – KÖYÜN ÇOCUĞU – Suavi Tedü
1956 – TUZAK OTELİ – Aydın Arakon
1956 – YAYLA GÜZELİ GÜL AYŞE – Muharrem Gürses
1957 – BİR AVUÇ TOPRAK – Osman Seden
1958 – ALTIN KAFES – Osman Seden
1958 – BERABER ÖLELİM – Osman Seden
1958 – DOKSANDOKUZ MUSTAFA – Sami Ayanoğlu
1958 – DOKUZ DAĞIN EFESİ – Metin Erksan
1958 – TİLKİ LEMAN – Nejat Saydam
1959 – ZAVALLI KIZ – Hicri Akbaşlı
1960 – GECELERİN ÖTESİ – Metin Erksan
1960 – SONSUZ ACI – T.Fikret Uçak
1960 – TELLİ KURŞUN – Çetin Karamanbey
1961 – BAHARIN GÜLLERİ AÇTI – Muharrem Gürses
1961 – KIZIL VAZO – Atıf Yılmaz
1961 – ÖLÜM KAYALIKLARI – T.Fikret Uçak
1962 – BEŞ KARDEŞTİRLER – Atıf Yılmaz
1962 – CAN EVİMDEN VURDULAR – Sırrı Gültekin
1962 – KANUN KANUNDUR – Türker İnanoğlu
1963 – HARMANDALI EFENİN İNTİKAMI – Çetin Karamanbey
1964 – ATÇALI KEL MEHMET – Asaf Tengiz
1964 – CEHENNEM ARKADAŞLARI – Tarık Dursun Kakınç
1964 – DUVARLARIN ÖTESİ – Orhan Elmas
1964 – İSTANBULUN KIZLARI – Halit Refiğ
1964 – KANUN KARŞISINDA – Memduh Ün
1964 – KEŞANLI ALİ DESTANI – Atıf Yılmaz
1965 – AKREP KUYRUĞU – Cevat Şahiner
1965 – BİTMEYEN KAVGA – Kemal İnci
1965 – BİZE TÜRK DERLER – Nuri Akıncı
1965 – BÜYÜK ŞEHRİN KANUNU – Cavit Yürüklü
1965 – DAVUDO – Hasan Kazankaya
1965 – HARACIMA DOKUNMA – Hasan Kazankaya
1965 – HÜLYA – Nevzat Pesen
1965 – MURADIN TÜRKÜSÜ – Atıf Yılmaz
1965 – ÖLÜM ÇEMBERİ – Aram Gülyüz
1965 – SİLAHA YEMİNLİYİM – Kemal İnci
1965 – SOKAKLAR YANIYOR – Bilge Olgaç
1965 – ŞEYTANIN KURBANLARI – Arşavir Alyanak
1965 – ÜÇÜNÜZÜ DE MIHLARIM – Bilge Olgaç
1965 – YALANCI – Orhan Aksoy
1965 – YARALI KARTAL – Tarık Dursun Kakınç
1965 – YARINA BOŞ VER – Baki Çallıoğlu
1966 – ANADOLU KANUNU – Hasan Kazankaya
1966 – AŞK MÜCADELESİ – Türker İnanoğlu
1966 – BEYOĞLUNDA VURUŞANLAR – Ertem Göreç
1966 – BIÇAKLAR FORA – Hasan Kazankaya
1966 – BİR MİLLET UYANIYOR – Ertem Eğilmez
1966 – FEDAİLER – Kayahan Arıkan
1966 – GAVUR DAĞIN EŞKİYASI – Kayahan Arıkan
1966 – MEZARINI HAZIRLA – Yücel Uçanoğlu
1966 – SİLAHLAR PATLAYINCA – Orhan Elmas
1967 – ÇELİK BİLEK – Çetin İnanç
1967 – KANUNSUZ TOPRAK – Bilge Olgaç
1967 – KİLİNG CANİLERE KARŞI – Çetin İnanç
1967 – KURBANLIK KATİL – Lütfi Akad
1967 – ORTAŞARK YANIYOR – Zafer Davutoğlu
1967 – SİLAHLARI ELLERİNDE ÖLDÜLER – Feyzi Tuna
1967 – ŞEYTANIN OĞLU – Mehmet Aslan
1968 – AFFEDİLMEYEN SUÇ – Nazmi Özer
1968 – BEŞ ASİ ADAM – Tolgay Ziyal
1968 – BEYOĞLU CANAVARI – Ertem Göreç
1968 – CAN PAZARI/ÖLECEKSİN – Ertem Göreç
1968 – KÖROĞLU – Atıf Yılmaz
1968 – KUYU – Metin Erksan
1968 – PAYDOS – Ülkü Erakalın
1968 – SEYYİT HAN/TOPRAĞIN GELİNİ – Yılmaz Güney
1968 – SİNANOĞLU’NUN DÖNÜŞÜ – Yavuz Yalınkılıç
1969 – AÇ KURTLAR – Yılmaz Güney
1969 – BEŞİKTEKİ MİRAS – Nuri Ergün
1969 – BİR ÇİRKİN ADAM – Yılmaz Güney
1969 – CESUR KABADAYI – Yavuz Yalınkılıç
1969 – ÇILGINLAR CEHENNEMİ – Yücel Uçanoğlu
1969 – GÜL AYŞE – Abdurrahman Palay
1969 – İKİ GÜNAHSIZ KIZ – Bölüm 1, YILIN KADINI DEĞİL – Metin Erksan
1969 – KANLI AŞK – Mehmet Aslan
1969 – KANLI ŞAFAK – Bilge Olgaç
1969 – KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ – Abdurrahman Palay
1969 – OSMAN EFE – Semih Evin
1969 – ÖLÜM ŞART OLDU – Çetin İnanç
1969 – SÜRGÜNLER – Savaş Eşici
1969 – VATANSIZLAR – Yavuz Figenli
1969 – YİĞİT ANADOLUDAN ÇIKAR – Seyfi Havaeri
1970 – ADIM KAN SOYADIM SİLAH – Sırrı Gültekin
1970 – ANADOLU KİNİ – Yavuz Figenli
1970 – ASİ VE CESUR – Savaş Eşici
1970 – AŞK VE TABANCA – Mehmet Aslan
1970 – ÇARŞAMBAYI SEL ALDI – Mehmet Aslan
1970 – DAĞLARIN KARTALI – Feyzi Tuna
1970 – DÖNME BANA SEVGİLİM – Sırrı Gültekin
1970 – DÖRT KABADAYI – Cevat Şahiner
1970 – GÜNAHSIZ KATİLLER – Nazmi Özer
1970 – İNTİKAM KAN İLE YAZILIR – Mehmet Aslan
1970 – KARA PEÇE – Memduh Ün
1970 – KISKANIRIM SENİ – Mehmet Aslan
1970 – MEÇHUL KADIN – Duygu Sağıroğlu
1970 – ÖLECEKSEK ÖLELİM – Orhan Elmas
1970 – YIĞITLERİN DÖNÜŞÜ – Savaş Eşici
1971 – ACI – Yılmaz Güney
1971 – AĞIT – Yılmaz Güney
1971 – AVARE KALBİM – Çetin İnanç
1971 – BEŞ İDAMLIK ADAM – Alev Akakar
1971 – DON KİŞOT SAHTE ŞÖVALYE – Semih Evin
1971 – İNTİKAM SAATI – Yavuz Figenli
1971 – İNTİKAM KARTALLARI – Remzi Jöntürk
1971 – KARA CELLAD – Yılmaz Atadeniz
1971 – KARA MEMED – Çetin İnanç
1971 – KELOĞLAN ARAMIZDA – Sırrı Gültekin
1971 – KEREM İLE ASLI – Orhan Elmas
1971 – MEZARINI KAZ BENİ BEKLE – Savaş Eşici, Günay Kosova
1971 – ÖLDÜREN YUMRUK – Melih Gülgen
1971 – RÜZGAR MURAT – Temel Gürsu
1971 – SEVİMLİ HIRSIZ – Yavuz Figenli
1971 – ŞAHİNLER DİYARI – İlhan Arakon
1971 – ŞEYTANA UYDUK BİR KERE – Ferit Ceylan
1971 – UMUTSUZLAR – Yılmaz Güney
1971 – VURGUNCULAR – Yılmaz Güney
1971 – ZAPATA – Melih Gülgen
1972 – ASLANLARIN ÖLÜMÜ – Osman Seden
1972 – BASKIN – Yılmaz Atadeniz
1972 – BİTİRİM KEMAL – Birsen Kaya
1972 – CEVRİYENİN KIZLARI – Temel Gürsu
1972 – DELİ – Aykut Düz
1972 – DELİOĞLAN – Tunç Başaran
1972 – HESAPTA BU YOKTU – Abdurrahman Palay
1972 – KAMALI’NIN İNTİKAMI – Nuri Akıncı
1972 – KAN DÖKMEZ REMZİ – Çetin İnanç
1972 – KORKUSUZ AŞIKLAR – Vedat Türkali
1972 – KURT BEY – Süreyya Duru
1972 – SARI ÖKÜZ PARASI – Nişan Hançer
1972 – SÜPER ADAM İSTANBUL’DA – Yavuz Yalınkılıç
1972 – TÖVBEKAR – Osman Seden
1973 – BİLAL-İ HABEŞ – Çetin İnanç
1973 – ÇILGIN GANGSTER – Necatı Er
1973 – KARA OSMAN – Yücel Uçanoğlu
1973 – KARATECİ KIZ – Türker İnanoğlu
1973 – KIZGIN TOPRAK – Feyzi Tuna
1973 – MACERAYA BAYILIRIM – Çetin İnanç
1973 – SİYAH ELDİVENLİ ADAM – Mehmet Aslan
1973 – YANAŞMA – Duygu Sağıroğlu
1974 – DADAŞ FIRAT – Birsen Kaya
1974 – HAMAMA GİREN TERLER – Bruno Corbucci
1974 – İNTİKAM – Çetin İnanç
1974 – ÖFKENİN BEDELİ – Sırrı Gültekin
1974 – TÜRK ASLANLARI – Tanser Akın
1975 – AĞRI DAĞI EFSANESİ – Memduh Ün
1975 – AH NEREDE – Orhan Aksoy
1975 – EN BÜYÜK PATRON – Fikret Hakan
1975 – KRAL BENİM – Çetin İnanç
1975 – ŞAFAKTA BULUŞALIM – Orhan Aksoy
1975 – ZIMBALA BİLAL/ HER YOL SANA HELAL – Kayahan Arıkan
1976 – MAĞLUP EDİLMEYENLER – Atıf Yılmaz
1976 – TEPEDEKİ EV – Remzi Jöntürk
1977 – AKREP YUVASI – Melih Gülgen
1980 – AYRILIK KOLAY DEĞİL – Temel Gürsu
1981 – ACI GERÇEKLER – Remzi Jöntürk
1981 – DÖRT GELİNE DÖRT DAMAT – Oksal Pekmezoğlu
1981 – SEVDALIM – Oksal Pekmezoğlu
1981 – TAKİP – Remzi Jöntürk
1982 – AĞLAYAN GÜLMEDİ Mİ ? – Remzi Jöntürk
1982 – GÜLSÜM ANA – Memduh Ün
1982 – KAÇAK – Memduh Ün
1982 – KADER BİZE DÜŞMAN MI ? – Ümit Efekan
1982 – LEYLA İLE MECNUN – Halit Refiğ
1982 – SEVENLER ÖLMEZ – Savaş Eşici
1982 – TOMRUK – Şerif Gören
1983 – CAN KURBAN – Remzi Jöntürk
1983 – ÇELİK MEZAR – Oksal Pekmezoğlu
1983 – ÇOCUKLAR ÇİÇEKTİR – Yaşar Seriner
1983 – İKİMİZ DE SEVDİK – Remzi Jöntürk
1983 – KAHIR – Osman Seden
1983 – KAHREDEN KURŞUN – Aykut Düz, Hüsnü Çetiner
1984 – DERTLERİN SAHİBİ – Fikret Tınaz
1984 – GECELERİN ADAMI – Fikret Tınaz
1984 – HALK DÜŞMANI – Remzi Jöntürk
1984 – KARANFİLLİ NACİYE – Osman Seden
1984 – SEVDALANDIM – İbrahim Tatlıses
1985 – BÜYÜK GÜNAH – Engin Temizer
1985 – SEVGİ DAMLACIKLARI – Eser Zorlu
1986 – ÇOBAN AŞKI – Mümtaz Alpaslan
1986 – KRAL AFFETMEZ – Cüneyt Arkın
1986 – OTELDEKİ CİNAYET – Aykut Düz
1986 – SENİ SEVMEYEN ÖLSÜN – Yavuz Figenli
1986 – VEDA TÜRKÜSÜ – Yücel Uçanoğlu
1986 – YAYGARA – Kartal Tibet
1987 – ÇAKIRCALI MEHMET EFE – Fikret Uçak
1987 – EFELERİN DİYARI – Fikret Uçak
1987 – HAZRETİ AYŞE – Yunus Yılmaz
1987 – KAN ÇİÇEK AÇTI – Necati Er
1987 – KUŞATMA 2 – Necati Er
1987 – MAYIN – Fikret Uçak
1987 – SULTAN – Yavuz Yalınkılıç
1987 – YARALI CAN – Remzi Jöntürk
1988 – AŞKA VAKİT YOK – Yavuz Yalınkılıç
1988 – CANIM – Engin Temizer
1988 – HER ŞEY GÜZELDİR – Nejat Gürsoy
1989 – LEKE – Mehmet Aydın
1990 – TATAR RAMAZAN – Melih Gülgen
(Kaynak: Agah Özgüç, Türk Fimleri Sözlüğü, 3 cilt )
(Yeni İnsan Yeni Sinema dergisinin 8. sayısında yayınlanmıştır.)