18. Sayı
Dünya genelinde yaygınlaşan radikal İslam fobisine karşılık alternatif bir açılım liberal Müslümanlığı öne çıkaran Türkiye’den geliyor. Dinler arası kardeşlik vurgusunu her fırsatta dile getiren, herkese kucak açan, İslam dinine liberal bir yorum getiren Fethullahçılık merkez üssü ABD’den dünyaya yeni, güler yüzlü bir İslam anlayışının da olduğunu göstermeye çalışıyor. Pek sevilen bir tanımlamadan yola çıkarak söylemek gerekirse medeniyetlerin kesiştiği Türkiye şimdi de dinler arası kardeşliğin mimarı olarak yeni bir misyon edinmiş durumda. Fethullah Gülen hareketinin iktidar üzerindeki etkisi, ABD’nin hareketin arkasındaki desteği konusunda spekülasyonlar hayli fazla ve muhtelif. Hoca efendi İslam dinini sadece dünyaya açmakla kalmıyor aynı zamanda dünyevi olana da açıyor. En önemli dünyevi şey olan para dinin olağan parçalarından biri haline getiriliyor. Eğitim sisteminde, polis teşkilatında, yargıda ve başka devlet örgütlenmelerinde her geçen gün artan ya da görünür kılınan bir cemaat etkisinden söz etmek mümkün oluyor. Bu liberal cemaate eşlik eden ABD, AB ve Türkiye liberal unsurları yeni dönem resmi ideolojisini “açılım” olarak açıkladılar. Şimdi hep birlikte açılan, açılacak paketleri takip edeceğiz görünüyor.
Tüm bu tarafların dışında kalan bir sinema cephesinden gelen bir film samimi olarak bu topraklardaki deneyimi, çatışmalı bir alanı bize gösteriyor. İki Dil Bir Bavul filminin sergilediği gerçeklik Kürt sorununun Güneşi Gördüm filminde iddia edilmeye çalışıldığı gibi kardeşlik türküsü söyleyerek şıpınişi çözülüvermeyeceğini göstermektedir.
Hükümet politikalarına benzeyen bir film değerlendirmesi yapmak çok yanıltıcı olmaz Güneşi Gördüm’ü. Herkesle uzlaşılabilir mi? Öyle ya IMF ile masaya her seferinde oturanlar sonrasında IMF ile ilgili oluşan tepkiyi göz önünde bulundurarak sonrasında “halkın sesine kulak vermekten” bahsedebiliyor. Adı IMF kararları olsun ya da olmasın eğitimde, sağlıkta, vergide, emekçilerin çalışma hayatında alınan geçerli kararlar IMF kararları ile çelişmekte midir? ABD’de finans sektörü krizi olarak başlayan ve bütün dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz derinleşerek büyürken dünya finans sisteminin yeniden düzenlenmesi için G-20 devletlerinin liderleri Pittsburg’da biraraya geldiler. Bu toplantılardan çıkan sonuç krizin faturasının bir kez daha ezilenlere ödetileceğidir. Sistem yeni ama özü eski. Türkiye G-20’nin bir üyesi olarak yeni finansal sisteme kolayca entegre olacaktır. Bakmayın siz hükümetin IMF konusunda sergilediği tutuma.
İstanbul’un orta yerini seller götürdüğünde de farklı bir tutum sergilenmedi hatırlarsanız. Dere yatağını bulmuştu, asıl sorumlu ozon deliğiydi. Hatta üst kattaki komşulara çıkmak çözüm olurdu. İstanbul’un şantiye olmasından kim sorumluydu, bu konuşulmuyordu. Helikopterle havalanıp tespit edilen hasar çalışması gibi yeni köprünün yeri de aynı helikopterden yapılıyordu. İşte bir şehrin, bir memleketin geleceği, gelecek planları. İçimiz niye rahat değildi?
Sinema gündemi de en az ülke gündemi kadar yoğun, dolayısıyla kurmaca ve belgesel Türk sineması ağırlıklı bir sayı hazırladık. Belgesel sinema dünyanın her yerinde ve ülkemizde muhalif bir duruş sergiliyor, ezilenlerin, yoksulların, işçi sınıfının yanında duruyor. Bu yüzden çok önemli bulduğumuz Silikozis ve Yüz Bin Kişiydiler belgesellerine bu sayımızda yer verdik. Belgesel film eleştirilerinin yanı sıra yönetmen Ethem Özgüven’in bir dizi olarak devam edeceğini umduğumuz belgesel yazılarından ilkine bu sayıda yer veriyoruz. Dört yıldır devam etmekte olan İşçi Filmleri Festivali yazısı hem bu festivalin diğer film festivalleri arasındaki farkına hem de nasıl, ne amaçla bir program oluşturduğuna değiniyor. Ender Özkahraman’ın yıllar önce ve yıllardır kendisine has üslubuyla yazdığı/çizdiği “orası” hikayelerinden çağrışımla ora coğrafyasına dair iki filme, İki Dil Bir Bavul ve Hayatın Tuzu’na dair iki yazı yer aldı bu sayımızda. Ayrıca İki Dil Bir Bavul’un yönetmenlerinden Özgür Doğan’la yaptığımız söyleşi, Giovanni Scognamillo ile Yeşilçam’ın ekonomisine dair söyleşi ve Firaaq filmiyle Hindistan’daki sağcı Hinduların dikkatlerini üzerine çeken oyuncu ve yönetmen Nandita Das söyleşisi de bu sayımızda yer aldı. Hindistan’ı İngiliz yarışma formatında anlatan bir filme, yoksulluğun pornografisini yapan Milyoner üzerine eleştirimizi de bu sayıda okuyacaksınız.
İstanbul Belgesel Günleri Documentar-ist yurtdışında gösterilmiş, Türkiye’de gösterime girmesine imkan olmayan belgesel filmlerin gösterildiği önemli festivallerden biri olmaya aday. Belgeselleri izleyiciyle buluşturmanın yanı sıra festival süresince kimi yönetmenleri de izleyiciyle buluşturdu. Çiçek Köprüsü filminin yönetmeni Thomas Ciulei gibi. Romanyalı yönetmenin Moldova’da çektiği film özgün bir yaklaşım içeren bir belgesel. Son dönem sinemamızdan, Pelin Esmer’in her şey tüketime programlanmışken, biriktirmenin güzelliğini yaşayan amcası Mithat Bey’e bir saygı duruşunda olan 11’e 10 Kala filmine; ne yazık ki yeterince ilgi görmediğini düşündüğümüz, Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak gibi anlatıldığı coğrafyadan gelen ya da Anadolulu bulduğumuz, “üstten ve dışarlıklı” bir taşra değerlendirmesinden çok sahiplenen, ait olduğu coğrafyanın ihtiyaçlarını hisseden film Kızkardeşim-Mommo filmlerinin yanı sıra Oscar adaylığıyla gündeme tekrar gelen Güneşi Gördüm, sol değerlere cüretle saldıran Muro, Liberal islamın sinema projesi olarak da değerlendirilebilecek Uzak İhtimal, Aydın Bulut’un dizi estetiğinde çekilmiş filmi Başka Semtin Çocukları, ve Reha Erdem estetiğiyle Hayat Var ve Ümit Ünal’ın Hasan Ali Toptaş‘ın romanından uyarladığı Gölgesizler filmlerine de değindik.
Yüksel Arslan, ressamı sadece resim olarak görmüyor. Tıpkı bizim sinemayı sadece sinema olarak görmediğimiz gibi. Art-üre olarak çizdiği/yazdığı tablolarda şiir var, sinema var, kendi hayat öyküsü var… Eyüp’ten başlayan Paris’e uzanan. Rus edebiyat klasiklerinden başlayan Marx’a uzanan. Kendisini kendimize yakın hissettiğimizden ötürüdür ki; dergimizde selamlamak istedik onu. Sinema tarihçisi-yazarı değerli dostumuz Rekin Teksoy’u sadece sinema adamı olarak değil; dilimize kazandırdığı Calvino’larla, Cesare Pavese, Pier Polo Pasolini, Italo Svevo, Federico Fellini, Dario Fo ile Boccaccio’nun Decameron çevirileriyle ve Dante Alighieri’nin İlahi Komedya’sının şiir gibi çevirisiyle de tanırız. Rekin Teksoy’u bu yıl verilen Uluslar arası Çevirmenler Federasyonunca verilen onur ödülü nedeniyle kutluyoruz.
Son olarak, Giovanni Scognamillo ile tanıma fırsatını bulduğumuz yönetmen Ersin Pertan aramızdan ayrıldı.
Onu saygıyla anmak isteriz.
Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere, Dostçakalın.
Film Ekibi
18. Sayının İçeriği:
Ora Coğrafyasından Hayatın Tuzu ve İki Dil Bir Bavul / Yusuf Güven
Özgür Doğan’la Söyleşi:Hayat Boyu Devam Eden Travma / Deniz Güven – Aylin Sayın
11’e 10 Kala Modası Geçmiş Bir Adam: Mithat Bey / Doğan Yılmaz
Uzak İhtimal: Filmimizde Yalnız Müminlere Yer Vardır / Yusuf Güven
Mommo: Bir Anadolu Öcüsü / Ş. Tülü – E. Genco
Bir Pastoral Distopya Filmi: Gölgesizler / Hamdi Karaşin
Yekta’dan Hayat’a / Evrim Kaya
Hangi Semtin Çocukları? / Müjde Arslan
Güneşi Gördüm: Bir Mahsun Kırmızıgül Açılımı / Elif Genco – Doğan Yılmaz
Küfür Karakterlerinin En Yenisi: Muro / Mahmut Hamsici
Milyoner: Gecekondu Gezegenine Sempati / Aylin Sayın
Yönetmen Nandita Das ile Firaaq ve Hindistan Üzerine / Seray Genç – Aylin Sayın
Terra’yı Kurtarmak / Peyker Yaltırık
Sınır: Manda Gözüyle Savaş / Evrim Kaya
Belgesel Sinemaya Dair Yazılar I Belgesel ve Televizyonda Belgesel / Ethem Özgüven
Belgesel Filmlerinde Yol Ayrımı: “Vicdan”, “Tanıklık” ve “Muhalefet” / Seray Genç
Yüz Bin Kişiydiler Belgeseli Işığında Bir Tarihin Yeniden Anımsanması / Osman Günay
Silikozis: Taşlanmış Kota, Yeni Dünya Düzeni’ne ve Korkuya Karşı Bir Belgesel / Özge Özdüzen
4. Uluslararası İşçi Filmleri Festivalinin Ardından 5.’sine Selam / Seray Genç
Thomas Ciulei ile Söyleşi: Çiçek Köprüsü Bir Romen ve Moldova Belgeseli / Seray Genç – Yusuf Güven
Popüler Sinemanın Söyledikleri: 1970’ler Türk Sinemasına Bakarken / Sevcan Sönmez
Kozlu’da Geçen Günler II / Ahmet Soner
Giovanni Scognamillo ile Yeşilçam Üzerine / Aylin Sayın
Radyo Günlerinde Çocuk: Diriliş ve Direniş / Alparslan Nas
Gerçeğin Başkalaşmış Hali: Bilimkurgu Sineması / Hamdi Karaşin
İran’da Olmasa da Sinemada Devrim: Abbas Kiarostami’nin Şirin’i / Janet Barış
İranlı Sinemacılardan “Ses Ver Sesime” / Elif Genco